ÇEKMECEMDEKİ MEKTUPLAR -5

Selam eski dost!

Geçen gün, telefonumdaki şiir uygulamalarından birinde şiir okuyordum. Kendimi öylesine kaptırmışım ki şiirlere âdeta şiir ormanında ağaçtan ağaca, daldan dala uçan bir kuş gibiydim. Kâh güneşin tadını çıkarıyor, kâh ağaç dallarında gölgeleniyor, kâh besberrak sulardan içiyordum. Taa ki, Özdemir Asaf’ın bir şiirine rastlayana dek. İşte o an, o şiir sapandan fırlayan bir taş gibi kanadımdan vurdu beni. Neyse ki sıyırıp geçti kanadımı, yara almadan. Sanki o şiir, benim kalbimden çıkıp şairin kaleminden dökülmüş gibiydi. Zaten Özdemir Asaf şiirlerini oldum olası hep sevmişimdir. Beni en çok etkileyen ve seni hatırlatan ilk dört mısrayı seninle paylaşmak istiyorum.

Eskisi kadar özlemiyorum seni,

Ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda..

Adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor..

Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.

Ah be eski dost! Ne kadar da  beni anlatmış. Özellikle “Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık” cümlesi sözün bittiği yer sanki. Hatta duyguların ve bazı anların bittiği yer. Tıpkı bizim bittiğimiz gibi. Biliyor musun şiirde de geçtiği gibi, özlemiyorum artık seni. Sadece hatırlıyorum o kadar. Oysa bu şiir iki üç yıl önce çıksaydı karşıma sarsılırdım. Şimdi ise sen çıkksan karşıma sarsılmam. Hiç bir şey yaşanmamış gibi, kalbim kırılmamış gibi, sanki yeni tanışıyormuşuz gibi yaklaşırım sana. Hani diyor ya Nazım Hikmet’ şiirinde.

Büsbütün unuttum seni eminim

Maziye karıştı şimdi yeminim

Kalbimde senin için yok bile kinim

Bence sen de şimdi herkes gibisin

Peki, bakış açımı değiştiren şey neydi?

Bu durumu kabullendim mi, alıştım mı yoksa bazı duyguların son kullanma tarihi vardı da o tarih mi doldu bilemiyorum. Bildiğim bir şey varsa o da iyileşmeye başladığım.  Geçmişteki güzel günlerimiz hatırına, senin de iyileşmen dileğiyle…

Devam Edecek…

Related posts

Leave a Comment